Perşembe, Eylül 21, 2006


Yazdan geriye baktığımızda...

Masum masum oturmuş bekliyordum komşunun kapısında...
O gün annem beni çok eğlenceli bir çocuk bahçesine götürüyordu.

Orada kocamaaaaan kaydıraklar, renk renk minik toplar dolu havuzlar vardı.

Bir de çok sevdiğim sallanan atlar!!!
*8) (8* ******************************************************* *8) (8*
Çocuk bahçesinin dışında bir de yüzme havuzu vardı. Bilseydik mayolarımızı da alırdık, tüh! :)

N'apalım bir dahaki sefere, diyerek ayrıldık ama aklımız da havuzda kalmıştı...
**********************************************************************
Yan komşumuzun bahçesindeki bu çiçekler her yaz sonunda açar, bahçe duvarının üstünden sarkan dallardan da sokağa dökülür. Biz de (eskiden Papu'nun da yaptığı gibi) her oradan geçişimizde yerden birkaç tanesini toplar, mis gibi kokusunu içimize çekeriz :)

En sevdiğim yerlerden birine gitmiştik o gün: Evcil hayvanlar satan dükkana!
Orada minicik maviş kediler, oyuncu köpekler, parmağımı yalayan tavşanlar, hala satılmayan bir maymun, çok çok papağanlar ve hiç beğenmediğim, adını da beceremediğim yeşil bir hayvan var (iguana :)

Geçenlerde anneme ilk kez biz de kedi alalım, dedim. "Alamayız hayatım, biz biraz burada biraz İzmirde, sürekli gidip geliyoruz. Onu da yanımızda taşıyamayız" dedi :(

***********************************************************************************
Bu sene denize girmeyi pek sevmedim. Ama kumda oynamaya bayılıyorum :))

**********************************************************************************

Bu, benim arkadaşım Yorgo, benden azıcık büyük... (40 gün)

Bu da, onun kardeşi Aleksandros, ben ona küçükken, Alundandon diyordum :))
*******************************************************************************
Televizyonda garip bir hayvan vardı.
- Anne, bu neee? dedim.
Annem de "bukalemun" dedi.
- Hıı, bu-kalemun.
Sonra yanına bir tane daha o hayvandan gelince, ben de:
- Bu kalemun, bu da kalemun, dedim.
Annem de katıldı gülmekten :))))))))))))))))))))
Neden anlayamadım?!..

Onu böyle güldürdüğüm zamanlar, annem bana "yiycem seni" diyor sonra da sarılıp öpüyor.

Geçen gün yine "yiycem seni" dediğinde,
- Yemeeeee! Sonra ben yokum! dedim.
Daha da çok güldü, daha da çok öptü beni :)
*****************************************************************************

Bu sene en ÇOK havuzu sevdim. Çünkü denizdeki gibi yüzüme çarpan dalgalar yok.
Hipopotam simitim var. Yüzebiliyoyum!

*********************************************************************************

En sonunda benim de güneş gözlüğüm oldu :)
Anneme hep söylüyordum. Sonunda "indirim" diye birşey olmuş.
İyi birşey herhalde :) Annem de bana gözlük aldı. Çiçekli küçük gözlük 8)

Bu yaz, bisiklete binmeyi, çişimi söylemeyi, bir de havuzda simitle yüzmeyi öğrendim :)
İşte bir yaz da böyle bitti!

Cuma, Ağustos 18, 2006

MAYACIĞIN İZMİR MACERALARI

SEVDİKLERİYLE GEÇİRDİĞİ GÜZEL GÜNLER


İzmir'de sevdiklerinle birarada olmak ne güzel bir duyguydu değil mi Maya'cım?
Ananeyi, dedeyi, Bahar teyzeni, Elif'le Yağmur'u, arkadaşın Melisa'yı görmek...


Şşşşşşş.... Gürültü yapmayın, desek de bazen 3 cimcimeyi zaptetmek hiç de kolay olmuyordu.

Bugün Fuar'dayız.
- Anne ben buudan su içmeyi çok sevdim! :)))

- Minik keçilere elimle ekmek verdim, hiç korkmadım.

Hey birlikte faytonla Kordon turu pek keyifliydi :)

Biri bana da biraz yem versin de atayım kuşlara...
Sonra da Konaktan vapurla Karşıyaka'ya...

Başka bir sabah, ananenin evine yakın başka bir parktayız... Çiçekler, şelaleler, su değirmeni bile var.


Oooooo, ayıcık, ooooooooo :)

Bu kez lunaparkta en çok sevdiğim Filli trendeyim :)


Üç güzeller her sabah olduğu gibi parktalar... Mayacık yüzünü gözünü kirlere bulamakta yine birinci :)


- Biliyor musunuz, ben artık abla oldum? Artık sakız çiğniyoyum :)

Sayılı günler geçti bitti... Şimdi Çeşme'den Sakız'a gidecek feribottayız...

Sakız'da bu balonları gözünüzün önünde yapan yabancı bir adam vardı. Almadan edemedik :)

Ertesi sabah... bizi, Girit'e (yaşadığımız İraklio şehrine) götürecek feribotta havuz keyfi de yaptım.
Artık vardık...

Hadi Maya, baba bizi bekliyor... dediğimde attığı sevinç çığlığı görülmeye değerdi! :)
Bir İzmir macerası da böyle geçti.

Pazartesi, Ağustos 14, 2006

Mayacığım,
Seni bu dünyaya getirirken sana sormadık... hiç kimseye sorulmuyor zaten. Sorulsa kaç kişi gelmek isterdi acaba?!

Çünkü, meleğim, ne yazık ki
BU DÜNYADA - senin daha anlamını bile bilmediğin - SAVAŞ VAR!
Adaletsizlik var!
Haksızlık var!
İnsafsızlık var!
Yürekleri kötülük saçan insanlar, yalnızca masallardaki cadıdan ibaret değil, ne yazık ki...
Daha farkında bile olmadığın, öyle berbat yanları var ki bu dünyanın...
Gelmek ister miydin bu dünyaya, yoksa istemez miydin, bilemem.
Sana sormadık ki...

Perşembe, Temmuz 06, 2006


Kuzucuğunu pek seviyor....
Dans dans dans!!!

Cilveler...
Nazlar...
Bu pirinç patlakları da çooooook güzel! :)