Cumartesi, Haziran 17, 2006

13,Haziran,2006

"Biz Maya'ya gittik! O küçük Maya, ben BÜYÜK Maya." diye anlatıyordu bizimki...

Mayacık 2. kez bir adaşıyla tanışıyor bu yıl. Bu kez, ondan küçük bir Maya'yla.
Küçük Maya, tam 1 yaş küçüğü bizim Maya'nın. Londra'da yaşıyorlar. Babanesiyle dedesini tanıyorduk. 1 haftalık bir tatil için annesi ve babasıyla Girite gelmişlerken Maya'ları buluşturmak istedik :) Birlikte oynadılar, iyi anlaştılar...

"Bana bütün oyuncaklarını verdi. Kalemleri vardı. Resim yaptık"
"Anane, ben havuz gördüm!" diyerek başka bir detayı da gözünden kaçırmadığını anlatıyordu anneannesine telefonda :)

Salı, Haziran 13, 2006


12. Haziran




Bugün öğlende bir arkadaşımızın evine gidince, Mayacık "farklı yerde" uyuyamamıştı. Tabi döndükten sonra da bütün akşamüstü huzursuzdu. Kendi bilemiyordu sebebini ama...







aslında uykusuzdu...

ARKADAŞIM PHİLİP'İN 3. DOĞUMGÜNÜ PARTİSİ! (11.Haziran)

Yemek biraz gecikti. Benim uyku vaktim çoktan gelip geçmişti.
"Anne, meme istiyom"

Neyse ki fotoğraf çekeceğiz bahanesiyle, memeyi çok tutmadı ağzında.
Sonra da, her çeşit poz verdi bize.

Neşeli Maya... Şaşkın Maya...

"Korkunç" bakışlar... Kararsız bakışlara eşlik eden tavşan dişleri...

- Hadi Philip, söndür artık şu mumları da yiyelim pastayı...
- Bak Philip, ben ne buldum, aydede gibi :)
Hiç kimse dans etmezse benimle, ben de yalnız dans ederim.

8 . Haziran

Ne zaman kiraz görse sevgili kuzenleri Elif'le Yağmur'un kulaklarına kiraz takmış fotoğraflarını hatırlıyor ve kirazı göstererek
- Elif'le Yağmur, kulaana takmıştı, diyor.

Bu kez biz de onun minik kulaklarına küpe yaptık kirazlardan. Düşmesinler diye nasıl da dikkatli çeviriyordu kafasını :))
7 Haziran

Mayacığın hayatında dönüm noktalarından biri. Bu sabah ilk defa tuvalete çişini yaptı! :)
Kendisi de pek sevdi bu işi ya... bakalım, henüz pamper'ı atmış değiliz.
Artık zamanı geldi düşüncesiyle ona bir "tuvalet halkası" almıştık ("adaptörü" beceremediğinden uydurduk bunu :) Bu sabah da kupkuru kalkınca,
- Tuvalette yapalım mı annecim, diye teklif edince, hevesle
- Hııı :) dedi, gülümseyerek ve benden önce tuvaletin yolunu tutmuştu bile...

O gün, her Çarşamba olduğu gibi Maya'yala pazara gitmiştik yine. Artık büyüdü de bana sebzeleri seçerken yardım ediyor cimcime :) Ben birşey almak için bir tezgaha yanaşır yanaşmaz, daha onu indirmemi beklemeden iniveriyor arabasından. Bir de bakıyorum yanıbaşımda... Hemen tezgahın üstünde ne varsa başlıyor karıştırmaya. Kendince güzel bir tane bulduğunda da dönüp bana soruyor:
- Anne, bunu aliiiim?
- Al annecim, diyerek uzatıyorum poşeti.
Pazara gidip de parka uğramadan olur mu? Canıma okur, valla! :)) N'apalım hem işimizi hem de onun gönlünü yapmak lazım, di mi?
Salıncakta sallandı, kaydıraktan kaydı, eh yerden taş toplamasa da olmazdı tabi...
Oyuncak arabaya da bindikten sonra artık yapacak şey kalmamıştı parkta. Dönüşümüz muhteşemdi, gördüğünüz gibi!

Pazar, Haziran 04, 2006


3. 6. 2006

Çıkartmaları koluna yapıştırmış. Kolu rengarenk olmuş. Şimdi de onları birer birer çıkartıyor.
Çıkarırken de azıcık canı acıdı galiba...

Ben de bir tanesini aldım koluma yapıştırıp Maya'ya göstereyim diye niyetlenmişken, hemen atıldı:

- Anne, yapma kabuğuna! dedi.

Önce anlam veremedim... sonra anladım ki, "kabuk"tan kastettiği "deri"m di :) Çıkartırken kendi *şeftali gibi* "kabuğu" acıdı ya... annesine hiç tavsiye etmiyordu :))



Maya çilekleri çok seviyor diye, ona çilekli dondurma yapıyorum... O da başında bekliyor.

En sonunda dayanamayıp parmağını sokuyor...
Ama dondurma minik parmağının ulaşamayacağı kadar derinde ne yazık ki...

Olurken sabırsızlıkla beklediği dondurmadan pek de hevesli yemedi ama...
Maya'nın kedi aşkı!

31.5.2006

Evde belki 100 tane kedi oyuncağı var, her boyda, yaşta, renkte, cinste... Yine de gözü hep kedilerde Mayacığın :) Etrafındaki hayvanların farkına vardığı andan itibaren, nedense kedilerin bir başka yeri ve önemi var o minik kalbinde... Ona hediye edilen ilk kedi oyuncağını birkaç ay öncesine kadar yanından ayırmazdı. O nereye "Miyav" da oraya... Bizimle birlikte az seyahat etmedi Miyav da, Türkiye-Yunanistan arasında... Şimdiler de O'nsuz da bir yerlere gittiği oluyor ama kedilere olan aşkı geçmiş değil. Geçen gün parktan dönerken oyuncak satan bir dükkanın önünden geçiyoruz yine. Her seferinde olduğu gibi, bana yine askıdan sallanan (çok da şahane olmayan) minik oyuncak kedileri gösteriyor.
- Bak anne, miyav!
- Evet, annecim.. ama senin o kadar çok kedin var ki... hem bunlar çok güzel değil...
- Ben kedileri çook seviyoyum... Bütüün kedileri seviyoyum...

Daha 2,5 yaşında bile olmadığından bu "bütün" lafını ondan duymak çok komik geldi bana :)